Güneydoğumuzda oynanan oyunun da tezgâhın da, maksadın da artık herkes farkında. Artık her şey
aleni okunaklı olarak gerçekleştiriliyor. O nedenle uzun söze gerek yok.
Bölgede hesabı olan odaklar el ele vermişler dünya kamuoyunda şöyle bir algıyı yerleştirmeye
çalışıyorlar: “IŞID/DAEŞ cani ve çok tehlikeli bir örgüt. Bunlar bölgede bulunan Kürtleri katlediyorlar. Buna karşı
koymak için kurulan PYD de öz savunma yapıp bölgede bu tehlikeyi önlüyor, eğer destek verirseniz dünyayı bu
beladan kurtaracak.”(!)
İŞİD sadece korku yaratarak gelişmeleri meşrulaştıracak gerekçeler oluşturuyor ve zemin hazırlıyor.
Böylelikle birlikte koordineli olarak İŞİD bölgedekileri güneye, PYD de kuzeye sürükleyerek oluşturdukları
koridorda Kürtlerin kalmasını, terk edenlerin geri dönmesini sağlıyorlar. Türkmenleri ve Arapları ise geri
dönmemek üzere topraklarını terk ettirmeye zorluyorlar.
Bölgeden sadece bu maksada yönelik kamuoyu oluşturmak üzere haberler servis ediliyor.Gerçek ve tam
bilgi paylaşılmıyor. Bunu dengelemek için bölgedeki gelişmeler dair bu türden haberleri kamuoyu ile
paylaşmamızı talep ettiler.
Birkaç gün önce bölgeden gelen Telabyat’ta PYD ve PKK’nın Kandil’de özel olarak eğitilmiş unsurlarının
saldırısına karşı savunma gayretindeki 150 civarında Türkmen’in haberini hemen sosyal paylaşım sitelerinde
duyurmuştuk. Yaygın medyada hiç bir şekilde yer alamayan bu bilgilerin doğruluğunu bölgedeki Türkmen’lerle
yaptığımız telefon görüşmelerinin ses kayıtları ve gönderdikleri resimlerle bir kez daha teyit ettik.
Hepsi sınırın ötesinde ve sınır kapısı geçişe kapalı idi. Yaralıların Türkiye’ye getirtilebilmesi için çare
arıyorlardı.
Herkesin sessiz kaldığı haberi buradan duyurarak ve bölgedeki yetkililerle irtibat kurarak yaralıların ve 40
kişilik bir Türkmen grubun Türkiye ye geçmesine vesile olduk.
Türkiye’ye getirilen 10 yaralı bölgedeki muhtelif hastanelerde tedavi altına alındı. 4 şehit olan Suriye tarafında
toprağa verildi. Türkiye’ye geçen 40 kişilik Türkmen grup silahlarını güvenlik güçlerine teslim ettiler. Çıkan
çatışmada 7 PYD/PKK’lının da öldüğü bildirildi.
Uyarılar, bilgilendirmeler, girişimler ve görüşmeler sonuç verdi. 40 kişilik bir grup Türkiye tarafına
alındı.Şehit sayısı 4 yaralı sayısı 10 olduğu bildirildi.
Özellikle batının mağdur ve ezilen millet olarak servis ettiği bölücü
organizasyonlarınarkalarındakiağabeylerinin verdikleri maddi güçle palazlanan silahlı güçlerin; silahsız ve
savunmasız Türkmen’leri yurtlarında koparmak ve topraklarına el koymak için başlattığı taarruzlara göğüs
germeye çalışan yiğitlerin Türk milletinin arkasında olduğunu duyurmaya ve hissettirmeye çalıştık.
Daha önceki günlerde de yine Suriye’deki bir Türkmen’den durumun vahametini ortaya koyacak rol ve
görev dağılımın aslında ne olduğunu birinci ağızdan aktaran şu mesajı paylaşmıştık: “Dün saat yedi buçuk PYD
geldi.Bizim köyümüze 15 kişi geldi.Evleri dağıttılar,dağıttıktan sonra hepinizi kovaladılar.Boşaltın
dediler.Çocukları ve kadınları kovaladılar.Herkesi silahlı duvara dayadılar.Esir muamelesi yaptılar.Arap ve
Türkmenleri evlerinden sürdüler.Gece kovaladılar.<Bizi sabaha kadarbırakınevlerimizde kalalım> dediler.Yok,
gece boşaltın dediler.Bizleri sürerken ateş edip 4 kişi yaraladılar.Duvara halkıdayadıklarındakızın bir tanesine
baktılar.Kız da Türkmen ve <çok güzelsin> dediler kıza.<PYD askerlerinin yanında kalacaksın, sen burada
kal.Diğerleri de burayıboşaltsınlar.Burası Kürdistan>dediler.Kadınlar esir aldıkları kıziçinferyat ettiler.Kızı
alıp Türkiye’ye geçiş yaptılar”
Bütün bu gelişimler gözlerden uzak yaşanırken PYD, NATO’ya çağrı yapıp Türkiye’nin olası bir
müdahalesine karşı önlem almasını istediği haberi duyuruldu. Bu nasıl bir yüzsüzlük, arsızlık ve akıl tutulmasıdır
böyle.
Sınır bölgemizde tansiyon ve hararet gitgide yükseliyor. Bir çare olarak Türk Ordusunun Ankara
anlaşmasından aldığı yetkiye dayanarak sınırdan 15 km ileride tedbir alacak şekilde harekete geçmesi de dâhil
birçok alternatif üzerinde değerlendirmeler yapılıyor.
Suriye Türkmen Meclisi eski Başkanı ve Türkmen Kitlesi Koordinatörü Hafız Al Jazeera buna ihtiyaç
olmadığını gereken her şeyi Türkmenlerin yapabileceğini ileri sürüyor. “Güvenli bölge ya da tampon bölge
meseleleri var. İkisine de ihtiyaç yok. Bize göre Türkiye’nin girmesine gerek yok. Türkmen gençlerinin çoğu
bugün Türkiye’de. Suriye’de ve dışında olan gençlerimizin silahları yok ya da çok ilkel. Bize eğer gereken silahları
verirlerse, konvansiyonel silahlardan bahsetmiyorum, ileri teknoloji silahları verirlerse, uçaksavar, tanksavar
gibi, gerekeni biz yaparız. Hem IŞİD’i hem de PYD’yi durdururuz. Hiçbir genç Türkiye’de yaşamak peşinde değil.
Bu silahları geri dönebilmek için istiyorlar. Türkiye’nin yapacağı her şeyi biz yapabiliriz. Biz namaza
durduğumuzda sırtımızı Türkiye’ye yüzümüzü Kâbe’ye çeviriyoruz. Ama ne yapılacaksa çok çabuk karar
alınmalı. Çok geç olmadan.”
Yeni hükümetimizi çok kritik kararlarla dolu bir süreç bekliyor.