Belediye Başkanlarının da işi zor, hele ki görünmeyen ama elzem olan hizmeti öncelediklerinde daha da zor oluyor…
İklim değişiklerinden meydana gelen sel, aşırı yağmur ve kar yağışı, su yataklarına yapılan, sonrasında imar aflarıyla oturma izni verilen konutlar ve saire sebeplerle aslında en önemli konularımızdan biri haline geliyor alt yapı…
Her yıl bir yerlerde içme suyuna bağlı sebeplerle salgınlar oluşuyor. Örneğin son günlerde belediyede rüşvet iddiaları ile Türkiye’de gündem olan Bilecik’te 2 gün önce binlerce kişi ishal ve kusma şikayeti ile hastanelere koştu. Hatta Sağlık Bakanlığı 3 kişilik uzman ekip kadrosunu şehre gönderdi, salgının içme suyu kaynaklı olup olmadığı araştırılıyor.
Özümüze, şehrimizi dönersek canım memleketim Mustafakemalpaşa’da da gündem Başkan Mehmet Kanar’ın önceliğinin altyapı çalışmaları olması… Kökenim Mustafakemalpaşa Derecik Köyü olmasına rağmen Bursa’da doğmuş, büyümüş, köyümde hiç yaşamamış sadece çocukken yaz aylarında birkaç kez domates toplamış, öncesinde de tütün kırma işlemlerine şahit olmuş biriyim. Çok güzeldir köy hayatı… Bu toprak, köken meselesi ilginçtir, hiç yaşamamış olsanız da özlersiniz, canım memleketim dersiniz… Belki de biz Türklere özgü bir histir bu, genetiğimizde toprağımızı sevmek, korumak, sahip çıkmak var.
Dönelim alt yapı işlerine… Başkan Mehmet Kanar göz boyama işlerine hiç eyvallah etmeden kolları sıvadı, ilçenin tüm altyapısını değiştirmeye ant içti. Doğal olarak yollar, sokaklar köstebek yuvasına dönmeden olmuyor bu işler… Meşakkatli ve vakit alan hizmetler, ama bittiğinde eminim ki tüm muhalefet partilerin ilçe başkanları dönüp teşekkür edecek, en çok da Serda Tandoğan Kuru edecek, çünkü o eğriye eğri, doğruya doğru diyen bir CHP’li ilçe başkanı… Sevmezler kendisini pek CHP’liler, at gözlüğü muhalefeti yapmasını beklerler, ama eyvallah etmez, bildiğini okur mütemadiyen…
Mehmet Kanar Başkana dönersek, sosyal medya hesaplarından yayınladığı manifestoyla halka seslendi ve önceliğinin altyapı olduğunun altını tekrar çizdi: “Ne pahasına olursa olsun… Ben sözümün arkasındayım. Kıymetli çocuklarımız, değerli hemşerilerimiz sağlıklı içme suyu ve taşkınların yaşanmadığı modern alt yapıya, konforlu yollara kavuşacak. Zahmetsiz rahmet olmuyor. Tek derdim ve gayem bugünler geride kalsın, bir daha yaşanmasın. İnanın çok üzülüyorum, kahroluyorum. Ne yazık ki alt yapı bitmeden üst yapıya yani yollara başlayamıyorsunuz. Şov değil, hizmet derdindeyim. Yoksa herkesin kolay kolay cesaret edemeyeceği, içme suyu ve kanalizasyon gibi zor, meşakkatli ve riskli bir tarihi hizmete soyunmazdım. Ama çocuklarımız ve geleceğimiz için her şeyi göze alırım. Sizden tek ricam. Ne olursunuz sabırlı olmanız. İnşallah güzel günleri birlikte yaşayacağız. Ve bu günleri anarken iyi ki yapıldı, iyi ki sabrettik diyeceksiniz. Hakkınızı helal edin, yaşadığınız geçici çile için üzgünüm. Saygılarımla…”
Sevgili okurlarım, iklimi değiştirdik, ozon tabakasını deldik, dünyanın olağan sistemini bozmak için elinden ne geliyorsa yaptı insanoğlu… Yazık ki durum bu… O sebep bu bozgunun insanoğlu üzerinde yaratacağı olumsuz etkilerin önüne geçmek için ne gerekiyorsa yapmalıyız, bırakın Kanar’ı çalışsın yahu… Tamam hadi alkışlamayın da, ama bir susun, biraz geride durun yeter..!
Yürekten katıldığım bir konu var ki evet bu işler her babayiğidin harcı değil ve cesaret gerektiren mevzular… Mehmet Kanar böyle devam ederse ikinci dönem ceketini koysa belediyeyi alır, demedi demeyin…