Size bu mektubu çok uzaklardan yazıyorum.
Öncelikle; Rusy’nın Ukrayna’ya karşı giriştiği işgal operasyonu artık giderek iki ülke
arasındaki krizden çıkarak bir dünya krizi haline dönüştüğünü görelim!
Ülkemiz, dünyanın en bereketli topraklarına sahip. 20-30 Yıl öncesi, tarımda kendi kendine
yeter 7 ülkeden biriydik. Ama şu anda dünyanın en fazla buğday ithal eden ülkesiyiz.
Söz konusu olan Rusya ve Ukrayna gibi dünyadaki büyük miktarda enerji ve hububat
stoklarına sahip ülkelere bağımlı kaldık.
Buğdayın yüzde 78’ini Rusya’dan alıyoruz.
Yüzde 10’unu Ukrayna’dan alıyoruz.
Türkiye’de tarım çok geriledi.
Artık geçmişte bolca ürettiğimiz temel gıda maddelerini üretemez olduk.
Pirinç, buğday, mercimek, fasulye, nohut, ayçiçeği gibi bir evin mutfağın olmazsa olmaz
ürünlerinin hepsini kendi ülkemizde yetiştirir ve kolayca sahip olurduk.
Yoksul evlerinde bile iki günde bir fasulye, nohut, mercimek kaynardı.
Pirinç pilavı sofraların baş yemeğiydi.
Şimdi öyle mi?
Adeta zengin yemeği oldular.
Pahalılık aldı başını gitti.
Orta direk diye bir sınıf kalmadı.
Artık insanlar ya zengin ya da fakir diye ayrılıyor.
Ortası yok.
Zaten gün gün gelen zamlar tüm kesimleri iyice zorluyor.
Hele elektriğe, benzine, motorine, doğalgaza, oto gaza, mutfak tüpüne yapılan zamlar
insanları çileden çıkartıyor..
Bizim görevli 2002 model arabası olmasına rağmen binemiyor evine işine metroyla , otobüsle
veya yürüyerek gidip geliyor.
Pazarlamacı, yapı inşaat işleriyle uğraşanlar, nakliyeciler, her türlü gıda ve ticari
malzemelerin toptancılığını yapanlar, evleri işyerlerine çok uzak ya da ters olanlar, pandemi
nedeniyle toplu taşım araçlarını kullanmak istemeyenler…
Bu gibi vatandaşlar ebetteki araçlarını kullanmaya devam ediyor…
Ama nasıl?…
Her gün isyan ederek…
Benzinin, mazotun 20 liraya dayandığı şu günlerde nasıl isyan etmesinler?
Biliyorsunuz, akaryakıta zam geldi mi, iğneden ipliğe her şeye yansıyor.
Enflasyon oranları TÜİK’in açıklamasına göre yüzde 54, bağımsız kuruluşlara göre ise yüzde
123 açıklarken, cebinizdeki 100 liranın eriyip 50 liraya düşmesi demek değil mi?…
Yaza enflasyon düşeceğine dair umutlarımız vardı, Rusya, Ukrayna’ya saldırıp o
umutlarımızı da yok etti.
Bir an önce savaşın ve zam yağmurunun durmasını dilemekten başka ne yazık ki şu an
elimizden bir şey gelmiyor.
Canım kardeşim; Turist de, mal da az gelecek ve gidecek gibi.
Keşke Türkiye rezervleriyle, tüm ekonomik göstergeleriyle ve iç barışı ile bu kötü günlere
hazırlıklı olsaydı diyorum.
Keşke Atatürk’ün barış projesini hatırlasalar;
“Harp zaruri ve hayati olmalı. Hakiki kanaatim şudur: Ben milleti harbe götürünce vicdanımda
azap duymamalıyım. ‘Öldüreceğiz diyenlere karşı ‘ölmeyeceğiz diye harbe girebiliriz. Lakin
millet hayatı tehlikeye maruz kalmadıkça, harp bir cinayettir.” (16 Mart 1923)
-
Meslekte 5. Ve 10. Onur Yılı Etkinliği Gerçekleştirildi
TMMOB Makina Mühendisleri Odası Bursa Şubesi tarafından, mesleğinde 5. ve 10. yılını doldu… -
Başkan Şadi Özdemir Beşevler Mahallesi’nde Vatandaşları Dinledi
Mahalle Buluşmaları kapsamında Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, Beşevler Mahallesi’n… -
Personele, KOAH Ve Tütün Kullanımının Zararları Anlatıldı
Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından periyodik olarak düzenlenen eğitim çalışmaları kaps…
-
Borçluyum, Borçlusun! Kime ÖĞRETMENE!
Yaşam; bize öğretmenlerimizin verdiği en büyük armağanı olduğunu unutmamalıyız!… ÇÜN… -
İnsan Yaşamı Değerleri!
Bireylerin bedensel, düşünsel, ruhsal yapılarıyla oluşan kişilikleri ve yaşam biçimlerinde… -
Devlet BABA!
Çocukların ebeveynleri tarafından istenilmesi, kabul edilmesi ve sevildiğini bilmesi onlar…
-
Meslekte 5. Ve 10. Onur Yılı Etkinliği Gerçekleştirildi
TMMOB Makina Mühendisleri Odası Bursa Şubesi tarafından, mesleğinde 5. ve 10. yılını doldu… -
Başkan Şadi Özdemir Beşevler Mahallesi’nde Vatandaşları Dinledi
Mahalle Buluşmaları kapsamında Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, Beşevler Mahallesi’n… -
Personele, KOAH Ve Tütün Kullanımının Zararları Anlatıldı
Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından periyodik olarak düzenlenen eğitim çalışmaları kaps…
Benzer Haberler
Borçluyum, Borçlusun! Kime ÖĞRETMENE!
Yaşam; bize öğretmenlerimizin verdiği en büyük armağanı olduğunu unutmamalıyız!… ÇÜN…