Ülkemiz, büyük ekonomik sıkıntı içindeyken; bazı yerlerde çok abartılı iftar yemekleri..
Mülteci veya sığınmacı sorunu…
6’lı Masa…
Demeçler…
Toplantılar..
Açık oturumlar..
Hep aynı sözler..
…….
Maske mesafe sağlık kurumları ve toplu taşımalarda kalmak kaydıyla Nisan ayı geçti.
Prof. Dr. Mehmet Ceyhan’a göre: “Korunmak isteyenler maske takmaya, sosyal mesafe
uygulamasına devam etmeli. Salgının nereye gideceği yönünde bir veri yok elimizde. Elbet
bir gün salgın bitecek ama hep salgın böyle seyrettiği için… Yani bir artış, bir azalma, bir pik
noktasına ulaşan dalgalarla devam ettiği için bundan sonra yeni bir dalga gelecek mi
gelmeyecek mi problemi var.”
Bilim Kurulu toplantısından gece 12’den sonra müzik yasağı için bir karar da çıkmadı.
Sanatçılar:” VİRÜS SADECE NOTALARLA MI BULAŞIYOR?” diye tepkilerini sıraladılar..
**
Bu arada; siyasi parti sayısı, 100’ün üzerinde…
2023 yaklaştıkça sayı artacağa benziyor…
Parti kurmak isteyen o kadar çok ki…
– Gerçekten inanarak, iddia ile parti kurmak, iktidara gelmek isteyenler mi var?
– Bir limana yanaşmak, büyük partilerden birine yamanmak hedefindeler mi?
– Namım duyulsun, benim de bir partim olsun diye mi?
– Durumdan vazife, karışıklıktan fırsat çıkarıp, parti kuruyoruz diye para toplamayı arzu
edenler mi?
Türkiye’nin pek çok sorunu varken; laf yarışı, polemik, kavga bazı fanatik seçmenin hoşuna
gidiyor…
Sığınan Suriyelilerin kısa sürede geri döneceğini düşünerek “misafir” olarak tanımlamışlardır.
Ancak, Suriyelilerin yakında geri dönmeyeceği anlaşıldığında, yeni bir kapsamlı göç yasası
hazırlanarak yürürlüğe konmuştur..
Ama…
Geniş kitle, proje, vizyon, değişim, reform ve Suriye ile barış" beklentisinde.
Hamlet oyunundan bir replik:
Olmak ya da olmamak, işte bütün mesele dediği misal…
2023 seçimleri…
Bizce…
İki kesim arasında geçecek.
Birinci kesim:
Söylediğine toplumu inandıranlar…
Hah! İşte bu, söylediklerini yapar. Vizyonu, projeleri ve ekonomik çözümleri var dedirtenler.
İkinci kesim:
Toplumu inandıramayanlar…
İyi konuşuyor, hoş konuşuyor, fakat söylediklerinin içi boş, gözümüzün içine baka baka hep
yalan söylüyor, hep aynı şeyler dedirtenler.
Halkımız, hakemdir.
Kendi kararını; kaosa izin vermeden, oyuna gelmeden, tahrik olmadan verecektir.
