Türk hukukunda, bir kişiye küçük bir fiziki müdahalede bulunduğunuzda, kanun gereği basit yaralama olduğundan ceza alma ihtimalimiz düşük. Burada fiziki müdahaleye maruz kalanın kişinin mağduriyet söz konusu. Hem kişilik haklarına hem de fiziksel şiddete (hafifte de olsa) maruz kalan, kadın, erkek ve çocuk, haklarını kanun önünde aramaya başladığında Hukuki olup adil olmayan kanunlar çıkıyor.
İstanbul Pendik’te, 21 yaşındaki genç kızımıza minibüste saldıran zanlı, tutuksuz yargılanmasına karar verilerek serbest bırakıldı maalesef. Son günlerde kamuoyunu meşgul eden bu olay, herkesi ziyadesiyle üzdü. Söz konusu zanlının tutuklanması zaten kanunen mümkün görünmüyor ve maalesef ilk cezası olabilme ihtimali söz konusu olabileceğinden, ceza asla bile muhtemelen ertelenecektir. Bu hukuk uygun mudur uygundur, peki adaletli midir tabi ki hayır.
Öyleyse Hukuk nedir? Adalet nedir?
Hukuk normatif bir dilim dalıdır, yani normları olan, yani kuralları olan bir bilim dalıdır. Hukuki olup adil olmayan kanunlar hep var olmuştur. Ülkelerin vekilleri adaletli olmayan kanunları, adaletli hale dönüştürmekle görevlidir aslında.
Hukuki olup, adaletli olmayan çok kanun vardır. Örnek mi istiyorsunuz! Kadın ve erkek eşitliği… Kanun önünden kadın ve erkeğin aynı hakların olması, hukuki olabilir, eşitlik söz konusu olabilir ama asla adil olamaz. Kadın / Erkek eşitliğini adil olabilmesi için eşitliğin yanında kadına pozitif ayrımcılık yapılması gerekmektedir.
Görüldüğü gibi bir olayın hukuki olması asla adaletli olacağı manasına gelmemektedir. O zaman vekiller aslı görevleri olan kanun yapmaya başlamaları gerekmez mi?
Ben şahsen, ülkemde fiske bile olsa, bir insanın başka bir insana fiziki müdahalede bulunmasının yasaklanması gerektiğini düşüyorum (Ayrıca buna çok da geç kalınmıştır, geciken adalet, adalet değildir). Sokaklarda adaleti kol kaslarında arayan, zorbalıktan beslenen, adaletten bihaber insanlarla var. Bırakın eşini, çocuğunu, sözüm olan flört ettiği kadına bile sahip olduğunu düşünüp, onu barbarlıkla yönetmeye kalkıyor. Toplum da buna seyirci kalıyor (ki maalesef kalıyor, en vahimi de bu). Tabi eğer konu medyaya çıkmadıysa, medyatik olmayan şiddet, nemelazımcılıkla izleniyor. Peki neden kimse bu trajediye ses çıkartmıyor?
Karşısındakinin bir birey olduğunu unutan bu zavallılar, kontrolü fiziksel güç ile sağlayınca, başarının anahtarı olarak kaba kuvvete sarılıyorlar.
Elbette bunu çözecek olan Türk halkı değildir. Bunu çözecek olan tek merci Türk parlamentosudur.
Vekillerin artık, basit de olsa bir darp var ise ertelenmeden en az 3 ay gözetim altında tutulacak kanunlar YAP–MA–LI–DIR. Zorbalıktan beslenen, şehir magandalarının önüne ancak bu şekilde geçilebilir. 21. Yüzyılda artık ülkemde bu tip haberler okumak istemiyorum.
Kanun yapmak vekillerin görevidir. Vekilleri acilen görev başına çağırıyorum. Sevgili vekiller, lütfen gözlerinizi adaletsizlikler karşısında kapatmayın. Gerçek adalet için kanunların ivedi bir şekilde revize etmek sizlerin asli görevidir.