Home EKONOMİ Gazetecilerin çığlığına il başkanlarından destek

Gazetecilerin çığlığına il başkanlarından destek

- Guncellenme Tarihi: 9 Ocak 2023 14:37
15 min read
Gazetecilerin çığlığına il başkanlarından destek için yorumlar kapalı
0

Bursa internet habercileri sus pus, ya başına gelecekleri bilmiyorlar, farkında değiller ya da umursamıyorlar.

Basın İlan Kurumu’nun taslak yönetmeliği onaylanırsa gazetecilik mesleği sermayeye teslim ediliyor. Günlerdir bunu yazıyorum. Müteahhit, holding, tekstilci, işadamı, inşaatçı, sıvacı patronunuz – sponsorunuz yoksa sizi gazeteci saymayacaklar diyorum. Herkes susuyor…!

Ulaşabildiğim birkaç il başkanından sizler adına görüş aldım, verdikleri destek için her birine teşekkür ederim. Ulaşamadıklarım dönüp görüş verirse elbette ki bu yazıya onları da eklerim.

AK Parti İl Başkanı Davut Gürkan’ın Basın İlan Kurumu Yönetmelik taslağı hakkındaki görüşü:

“Bu yasanın amacı sitesinde künyesi dahi olmayan merdiven altı yayınları kontrol altına almaktı. Biliyorsunuz ben de böyle mecraların mağdur ettiği biriyim. Açıklama yapılıyor, noktayı, virgülü değiştirerek asılsız haber yapılıyor ve bu üzerinize yapışıyor. Asgari müşterekler ne olmalı görüşlerle bize iletin, yukarıya iletelim.” (İlettim)

İYİ Parti İl Başkanı Selçuk Türkoğlu’nun Basın İlan Kurumu Yönetmeliği hakkındaki görüşü:

“Adaletsiz bir yaklaşımdır. İnternet haberciliğini de sermayeye peşkeş çekmektir.”

DEVA Partisi İl Başkanı Serkan Özgöz’ün Basın İlan Kurumu Yönetmeliği hakkındaki görüşü:

“20 yıldır yapılmayanı seçim arifesinde yapmaya çalışmak Türkiye’de kimsenin siyaset konuşmamasını, eleştirmesini istememektir. Yerel Medyanın da sesini kısmak istiyorlar. Yönetmelik adrese teslim hazırlanmıştır. 24 ay boyunca basının sesinin kısılması hedeflenmiştir. Deva Partisi olarak yönetmeliği reddediyoruz.”

Okumayanlar ve kaçıranlar için altta konuya dair sakıncaları ve çözüm önerilerini içeren yazımı ekliyorum. Gazeteci arkadaşlarım, feyz alın, mevzu bizim mevzumuz, sessiz kalmayın..!

Basın İlan Yönetmeliği böyle onaylanmamalı..!

Dezenformasyon Yasasının uzantısı olarak hazırlanan yönetmelikle ilgili iki yazı yazdım. Her iki yazıda çığlık niteliğindeydi, okuduysanız biliyorsunuzdur. Çünkü gerçek şu ki; sadece gazetecilik yaparak yaşamını sürdüren, uzun yıllardır internet haber sitesiyle halka gerçek bilgiyi ulaştırmaya ve bunu kıt kaynaklarla yaparak ayakta durmaya çalışan bizim gibi gazeteciler için bu taslak yönetmelik idam sehpası gibi…

13 Ocak’ta Basın İlan Kurumu Genel Kurulu olağanüstü toplantı yapacak ve bu yönetmelik görünen o ki mevcut haliyle onaylanacak.

3. kategori içinde bulunan Bursa’da 8 kişilik kadro, 20 bin günlük tekil tıklama, 60 bin görüntülenme ve 24 ay bekleme süresi şartı var. Bu şartlara haiz olarak süreklilik gösterebiliyorsanız 2 yıl sonra Basın İlan Kurumundan ilan hakkı kazanacaksınız.

Şartları Bursa’da sağlayabilecek kurum sayısı 5’i geçmez. İsimleri lazım değil, hepsi de patronları sermayedar olan, inşaat gibi, hastane gibi başka sektörlerde faaliyet gösteren yayınlar.

Hem İletişim Başkanlığının, hem Basın İlan Kurumunun hem de hükumetin çığlığımızı duyacağına, demokrasinin sacayaklarından en önemlisi gazetecilik mesleğini sermayeye teslim etmeyeceğine inanmak istiyoruz.

Bu minvalde aşağıda sıralayacağım sakınca ve önerilerin dikkate alınacağını umuyorum:

  • 8 kadro sınırlaması gazetecilerin değil, sermaye ve güç odaklarının yerine getirebileceği bir şarttır. Aynı zamanda gazetecilerin kötü şartlara (düşük maaş, uygunsuz fiziki ortamlar, dayatmalar, sansür ve engellemeler vb.) zorunlu kılar.
  • Gazeteci fikir işçisi gibi değil sermayenin, güç odağının sözcüsü gibi davranmak zorunda kalır. Örneğin; iş bulmak zorunda olan bir gazetecinin fonlarla desteklenen şer grupları veya illegal oluşumların yayınlarında görev almak zorunda kalmaları gibi…
  • Gücün, gazeteciler yerine sermaye odaklarına geçmesi, siyaseti, kamu yönetimini ve yaşamı derinden etkileyecek sonuçlara neden olabilecek yapıların oluşmasına neden olur.

Bunun örneklerinden biri;

Aydın Doğan’ın ‘Türkiye’de başbakanı biz belirleriz’ sözleri.

Bir diğeri;

Uzan Grubu’nun sahip olduğu yayınlarda devleti ve hükümeti esir alma girişimleri.

Bir diğeri de;

Yakın zamanda darbe girişimine kadar varan FETÖ’nün yayın organlarıyla  siyasetin, ticaretin ve halkın üzerinde kurmaya çalıştığı baskı.

Bir diğer mahsuru ise;

  • Hür girişim ve kişinin anayasal hakkı olan ticaret haklarının sınırlandırılıyor ve dahi elinden alınıyor olmasıdır.
  • Ayrıca kademe yerine alt kadro sınırının gerçekçiliğin ötesinde belirlenmesi, sektörde tekelin yeniden geri dönmesini sağlayacak, istihdamı olumsuz yönde etkileyecektir.
  • Günlük 20 bin tekil tıklama 60 bin görüntülenme şartı ise yine hayatın doğal akışına uzak, gerçekçi olmayan ve günümüz şartlarında yapay zekâ kullanımının her geçen gün daha da geliştiği günümüzde istismara ve manipülasyona çok açık, ölçümü ve hakkaniyetin oluşturulması zor olan bir şarttır.
  • Gazetecilik mesleğinde çok okunurluk bir kıstas olsa da asıl kıstas etkidir. Dijital mecralarda çok okunurluğu sağlamak da çok okunurluğun önüne geçmek de mümkündür.

Yüksek miktarlarda sponsorlu paylaşımlarla okunurluk elde edilebileceği gibi, internet sitelerindeki yazı ve haberler kurulacak geniş çaplı WhatsApp gruplarında metin görseli kopyalarının paylaşımlarıyla okunurluğu düşürmek de mümkündür.

Bu ve benzeri birçok mahsur ne yazık ki taslak metinde göz önüne alınmamıştır. Bu şekliyle çıkacak yönetmelik mesleğe ve gazeteciliğe fayda değil, sonuçları tedavi edilemez zararlar verecektir.

Oysa; yönetmeliğin gazeteciler ve fikir işçilerinin daha fazla haklarının korunması ve özgür hareket etmesinin sağlanması gerekir.

Önerilerimiz;

  • Öncelikle basın kanununda gazetelere sağlanan şartların biraz daha esnetilerek internet alanında uygulanmasıdır. Şu anda günlük basılı yayın olan gazeteleree de sayfa sayısına, personel sayısına göre basın ilan girdisi yapılmaktadır. Aynı kademe değerlemesi (3 Personel, 5 personel, 8 personel gibi) internet gazeteciliğine uygulanabilir.
  • Bugün yeni kurulan birçok site ile 5 yıldan fazla süredir internet haber sitesi olan girişimler aynı kefeye koyulmamalıdır.

İnternet haberciliğinin en büyük zorluklarını çekmiş, öncü olmuş, yasası, yönetmeliği, kuralı, kaidesi olmayan sektörde basın meslek etiği kurallarına uygun davranmış, kurulduğu günden beri künyesi olan, haber ve yazılarının arkasında duran gazeteciler merdiven altı değildir, öyle de görülmemelidir.

  • Karşılanamaz şartları uygulamaya koymak yerine, alanın sağlıklı işlemesini sağlayacak kolaylıklar getirilmesi, ancak çok sıkı denetlenmesi
  • Sadece sayıyı sağlamak için sigorta, kadro kullanıp fiili çalıştırma yapmayan kurumların tespiti için sistematik bir şekilde denetlenmesi; kademeli denetleme sistemleriyle fikir işçilerinin haklarının korunması şarttır. Basın ilan hakkı kullanan basın yayın kuruluşlarının fikir işçileri için uygulayacakları alt maaş sınırlarının ayrıca belirlenmesi sağlıklı bir sistem için gereklidir.
  • Sosyal hak ve özlük haklarının güvence altına alınması, atılacak en sağlıklı adımlar olacaktır.

Mevcut haliyle yönetmelik çıkarsa gazetecileri ötekileştiren, ancak rant ve kartelcileri haksız güç sahibi yapan çağın gerçeklerinden, haktan ve hakkaniyetten uzak bir yapı devlet eliyle oluşturulmuş olur.

Yönetmelik; bir kez daha gözden geçirilip, değerlendirilip, gazetecileri ve gazetecilik mesleğini öne çıkaran, öncelik sayan, hür ve bağımsız aynı zamanda şeffaf ve denetlenebilir hale getirilmelidir.

Load More Related Articles
Load More By Semra NEJLA TEKE
Load More In EKONOMİ
Comments are closed.

Benzer Haberler

Anahtar Parti’ye ne gerek vardı..?

Şüphe yok ki; üç tarafı denizlerle çevrili, bulunduğu coğrafya gereği toprakları verimli, …