“Yaşlanmadan akıllanmayı çok isterdim!” der Bernard Shaw
Tüm dünyada yaşlılar; okuyan, araştıran, büyük saygı gören, gezen ve vaktini çok mutlu geçiren nesildir.
Ülkemize baktığımızda öyle mi?
Bazılarına göre:
“Oturun oturduğunuz yerde, kahveye gidin, bir bardak çay için, evinize bir ekmek götürün, gazetenizi alın veya şu ana kadar yaşadığınıza şükredin!” algısını oluşturmak ne kadar doğru?
Bizlerin yaşlıları; Meraklı, mimar, avukat, doktor, mühendis ve her şeyi bilen mi?
Araştıranlar iyi bilir:
-67 Yaşında Tolstoy, bisiklet sürmeyi öğrendi.
-Mimar Sinan; 70 Yaşında Süleymaniye Camisini, 86 Yaşında Selimiye Camisini yaptı.
Ekonomik özgürlüğü olan, yeterli gıdasına, bedenine ve ruhuna gerekli özeni gösteren, içinde yaşama, öğrenme, öğretme, faydalı olma gibi hislere sahip tüm insanlar için hiçbir şeyin “YAŞ” ı olmaz, olamaz…
Birde ‘İhtiyar’ diyenler var ki; özellikle Anadolu da bu kelimeyi duyduğumuzda, avurtları çökmüş, yüzü kırışık, bir elinde baston ve zor hareket eden bir insan tiplemesini düşleyenler de var.
Oysa ‘İHTİYAR’ kelimesi Arapça kökenli ama Türkçemize yerleşmiştir.
Asıl anlamı; “seçkin” ve “hayırlı” dır.
Anadolu da, “kırsalın millet meclisi” veya “ ihtiyar heyeti” dir.
Buda; köyün öğretmeni, köyün imamı ve ileri gelenleri, demektir.
Şahsım; 70 yaş üstü bilgelerle konuşmak bana zevk verir.
Kıymetlimdir.
Genç nüfusa ne oldu?
3 Çocuk, 5 çok diyenlere ne oldu?
Gençler uyandı!
Bir, iki veya hiç çocuk moduna girdi.
NEDEN?
Aşırı yıpratıcı, üzücü olaylardan uzak yaşamak istiyor.
Çünkü ‘O’ çocuğun geleceğini düşünmek zorunda…
Beslenmesinden, eğitiminden, sokakta rahat ve güvenli bir şekilde okuluna gidip dönmesinden çok endişeliler…
Maalesef; son zamanlarda sokaklar çok karıştı, isyan eden, silahına sarılar, bıçak çeken, sosyolojik ve psikolojik yapısı bozulan bir toplumla karış karşıyayız.
Bir gün gelecek siz de ’İHTİYAR’ olacaksınız!..