Kasım ayında ABD’de seçim var.
ABD’de kıyasıya devam eden seçim kampanyaları çerçevesinde Demokratların adayı Kamala Harris ile Cumhuriyetçilerin adayı Donald Trump toplumun her kesiminden oy almak için sıkı bir yarış içinde faaliyetlerini sürdürürken:
– ABD’de bazı Müslüman liderler Trump’a desteklerini açıklaması çok dikkatimi çekti.
Donald Trump, Michigan’daki mitinginde esti, gürledi.
İmam Belal Alzuhairi, “Başkan Trump’ın yanındayız, çünkü o savaş değil barış vaat ediyor” ifadelerini kullandı.
Tüm dünyada akan kanın durması gerektiğini vurgulayan Alzuhairi, “Bence bu adam bunu gerçekleştirebilir. Ben şahsen Allah’ın onun hayatını bir sebepten ötürü 2 kez kurtardığına inanıyorum. Bu sebep de başkalarının hayatını kurtarmak” ifadelerini kullandı.
Acaba sadece ‘OY’ için mi bunu yapıyor, diye düşündüm.
Ülkemizde; Cumhuriyet’imizin 101. yaş gününü kutlarken, ne yazık ki çoğumuzun aklında aynı soru var:
Gerçekten gericilik mi kazandı?
Bana sorarsanız henüz kazanamadı.
Ancak böyle giderse, devletin çivisinin iyice çıkmasına, taş devrindeki insanlar gibi barınma, beslenme ve güvenlik sorunları yaşar halimize, bebekleri dahi öldüren, ormanları yok eden, hayvanları katleden güç ve servet hırsına, hırsızlığa, yolsuzluğa susmaya devam edersek, gericilik kazanacak gibi görünüyor…
- yılında Cumhuriyetin ilkelerini aşındırmaya çalışanlara karşı tek yürek, Atatürk’ün ulusça bizi birleştirip güçlendiren ortak değerimiz olduğunu bir kez daha gösterme zamanı.
Biz öyle bir milletiz ki;
ABD gibi sonradan toplanan, sömüren bir ülke değiliz.
Her kurumsal alanda Aziz Atatürk’ün resmi var.
Bu vatanı sizlere emanet etti, vatanımızın kıymetini bilin.
Hele bir resmi var ki; Cephede kekik çayı içerken…
Aziz Atatürk’ün: Top, tüfek, barut, bir somun ekmek, üzüm hoşafı kokusu arasında önce ‘VATAN’ ve ‘ÖZGÜRLÜK’ diyen Topkapılı çaycıya söylediği:
“Haydi göreyim seni Topkapılı, kurtaralım bu vatanı” diyen kahramanın sesini unutmayalım.
Biz öyle bir milletiz ki:
26 ayrı etnik kökenli yurttaşın yaşadığı Türkiye Cumhuriyetiyiz.
Sürekli pişirilip pişirilip kamuoyunun gündemine getirilen; “Kürt Sorunu” var.
Bin yıldır bu ülkede birlikte yaşadığımız Kürt kökenli yurttaşlarımızla et- tırnak gibiyiz. Kurtuluş Savaşı’nda aynı saflarda savaştık. Şehit olduğumuzda da yan yana vatan toprağında yatıyoruz. Kız alıp verdik. Acılı günlerde beraber yas tutup, mutlu günlerimizde birlikte sevindik. Bu topraklar ne kadar Türk toprağı ise aynı şekilde Kürt yurttaşların da toprağıdır. Ayrımız gayrımız yok. Kürt sorunu derken sanki Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı değil de ayrı bir milletmiş gibi konuşanları da kınıyorum.
Bu ülkede sadece Kürt sorunu değil, Türk yurttaşında sorunları var.
DEMOKRASİ, ÖZGÜRLÜK, İNSAN HAKLARI ve ülke kurumlarının nasıl bir duruma geldiğini, saygın ekonomistler, hukukçular, eğitimciler ve din adamları medyada ve ekranlarda dile getiriyorlar.
CUMHURİYETİMİZİN 101. YAŞ GÜNÜ KUTLU OLSUN!