Chp Bursa 7.sıra milletvekili adayımız Sayın Nuray Çohan, kadınları toplayarak bu dönemde güzel yardım kampanyaları tasarlamışlar. Öncelikle köy okullarına yardım projeleri geliştirmiş ve bu konuyu görüşmek ve hayata geçirmek adına beraber bir kahvaltı da toplanmışlar.
Böyle bir proje için ne denir? Tebrik edilir, biz nasıl size katkı koyabiliriz denir.
Osmangazi kadın kolu başkanımızın “kocası” almış bu kadınlarımızın buluştuğu toplu fotoğrafı, şöyle bir yorumla paylaşmış “Alternatif kadın kolu mu kurdunuz acaba… Partide tek hukuken bir kadın kolu örgütü zaten var… Sizler bölmeye mi çalışıyorsunuz anlamadım”
Birincisi siyasetle bir alakası olmayan gayet temiz bir yardım çağrısı, buluşulması ve birlik beraberlik neden rahatsız etti? İkincisi de kadın kolu başkanlığına cinsiyet kotasından “beyefendi mi”oturtuldu. Vallahi şaşırmam artık ki durum bunu gösteriyor.
CHP adının kullanılmadığı, bir yardım kampanyasına, kadın kolu başkanının “kocasının” böyle bir yorumla müdahalesi cidden içler acısı bir durum, ki hepimiz CHP’liyiz CHP için çalışmamız için illa bazı koltklarda olmamız gerekmiyor. He siz bizlere çalışmayın, gelmeyin, partide benim karım ve yönetimdeki kadınlar dışında kimse çalışmayacak diyor iseniz, onu da oturalım tartışalım Bu parti kimsenin tapulu malı değil!
Her gün daha da şaşırarak izlediğim Belediye meclis üyesi, İl yöneticisi, İl Delegesi, Kurultay delegesi ve eski Kadın Kolu başkanı Sayın Kayabaş’ın çok boş vakti halen var ki, yememiş içmemiş altına da şu yorumu yapıştırıvermiş.
“Ara sıra bir araya gelip, bol bol dedikodu yapıp mutlu oluyorlar. Ya da bir masanın başına dizilip ha bire tıkınıyorlar. Kadın gücüymüş… Sevsinler sizin gücünüzü, acizliğin adını güç koymuşlar”
İşte bütün görevlere talip olan Sayın Kayabaş’ın donanım dolu sözleri ve “birleştirici” gücü.
Kayabaş ve Kadın Kolu başkanının kocası gibiler tarafından dışlandıkları için, kendi çabalarıyla “yardım kampanyası” düzenlemeye çalışan “o aciz kadınlar” kadar olamadın Kayabaş. Facebook’ta onu bunu takip edip, kendi yapamadığın yardım kampanyaları, eylemleri sorgula sen. O kadınlara hiç bir görev verilmediği halde yardım kampanyaları yapıp, bu ülke için çalışmaya devam ediyorlar. Sen otur oturduğun yerde.
Aklıma gelmişken eski Akp Belediye Meclis üyelerinden birinin kocası bir kartvizit bastırmıştı “Akp Belediye Meclis Üyesinin Kocası” diye, aynı kartın “Kadın Kolu Başkanının Kocası” versiyonundan Hasan Hüseyin Arıkaslan’a öneriyorum.
Bu yöneticiler “birleştirici” olacaktı değil mi?
…….
Bu yazılan hakaretlerden sonra,yardım kampanyasını düzenleyen arkadaşlarımızdan Zeynep Güzey de konuyu şu şekilde özetlemiş:
“Yakışmadı!
Amacımız, daha önce spontane gelişen, yine çocuklar için katıldığımız bir yardım kampanyasını daha geniş bir çerçevede gerçekleştirmekti. Bizlerin koltuk hırsı yok. Olsaydı da zaten o koltuk kapmaca oyunlarına karışırdık ve bizlerden, başkalarına yer kalmazdı.
İçiniz rahat olsun, paranoya yapmayın. Sadece daha önce birilerinin gazına gelerek, birbirimize şans vermedik ve çok şey kaybettik. Ama hiçbir zaman geç değildir. Artık birbirimizi tanıyor, seviyor ve güveniyoruz. Birlikte vakit geçirmeyi seviyoruz. Biz, birlikte kahvaltı da ediyoruz, sosyal aktivitelere de katılıyoruz. Biz, birbirinden menfaati olmayan bir grup dostuz. Birlikten kuvvet doğar ya, bu kuvvetle birilerine de faydalı olalım dedik ve bu şekilde yola çıktık. Bu yolda da devam edeceğiz.
Ayrıca hem İl Yönetim Kurul Üyeliği, hem Büyükşehir Belediye Meclis Üyeliği, hem de Belediye Meclis üyeliği gibi önemli görevlerdeki birinin, bizlere karşı kullandığı jargon yakışıksız. Dışarıya karşı partimizi temsilen daha zarif bir dil kullanmasını beklerdim. “Tıkınmak”, “dedikodu yapmak” tahminlerinde yanıldıklarını da belirtmeliyim. Ayrıca böyle önemli görevlerdeki birinin, bizlerle enerji harcamasına da gerek yok. Üstlendiği vazifeleri layıkıyla yapmak için onlara odaklanması, partimiz için daha hayırlı olacaktır.”