Benzer siyasi görüşleri paylaşan kişilerin bir ülkenin yönetiminde söz sahibi olmak üzere kurdukları örgütler olan Siyasi partiler, devletler için çok önemli organlardır. Bu örgütlerde görev almak ülkesine ve devletine katkı vermek her şeyden önce kutsal bir görevdir.
Bunun bir üstü olarak, söyleyecek bir sözünüz güngörmemiş fikirleriniz varsa ilçeniz, şehriniz veya ülkeniz için siyasi bir partiden aday adayı veya bağımsız olarak aday olabilirsiniz.
Parti örgütlerinde / teşkilatlarında görev almak ile devlette görev almak elbette ayrı ayrı sorumluluklar gerektirir. Bir göreve aday olmak için partiden aday adayı olanlar, ülke nüfusunun tamamın hesap vermekle yükümlüdürler. Onların vergilerinden alınan paralarla maaşlarını alırlar ve aslında bu açıdan çok daha tehlikeli görevlerdir (tabi bu bilinçli başvurulduğunda).
Bu konuda Hz. Ömer’in makamına gelen arkadaşlarıyla ancak devlet işleri için yaktığı mumu söndürmesi ve kendi özel mumunu yapması sonrasında konuşmasını örnek gösterebiliriz. Gerçekten çok hassas ve incelik gerektiren bu görevlere talip olanlar acaba hangi ruhiyetihaliyeyle hareket ediyorlar,elbette bunu bilemeyiz. Umulur ki Hz. Ömer hassasiyeti olsun.
Her dönem görevlere aday olan aday adaylarının bir çoğun da ortak bir özelliği var. Oldukları gibi değil göründükleri gibi olma çabası.
Bu felsefik olarak aykırı bir durum olmasa da henüz yeni kimliğine bürünememiş aday adaylarhem yeni kimliklerini özümsemeye çalışması hem de kendini “presente” etmesi çok kolay bir durum değil elbette.
Bu yeni kimlikler,adayların açıklanması ile netleşiyor, aday olan aday adaylar yeni ruhlarına bürünüyor,aday olamayan aday adayları özüne dönüyorlar. Aday gösterilmeyen bazı aday adayları ise“aday adayı”kutsiyetini kendi kutsiyetleriymiş gibi gösterme çabasına giriyor ki buda gereksiz bir uğraş.
Her seçim döneminde olduğu gibi bu dönemde de umarım aday olanlar tarafsız, adaletli ve vizyoner bir bakış acısı ile görevlerini yerine getirirler.
Diğer taraftan gerek milletvekili genel seçimleri gerek yerel yönetimler seçimlerinde parti için demokrasi kültürünü olmaması ve bunların kanunla da belirlenmemesi demokrasi adına ülke için çok büyük bir kayıp.
Her ne kadar da parti içi mülakat, temayül veya anketler yapılsın son olarak Parti Genel Başkanı adayları belirliyor. Aday adayı kendi kendini aday yapamıyor. Bu gerçek demokrasilerde olmaması gereken bir durum. Partiler demokrasilerle parlamentoya girse de belediyeleri alsa da aday belirleme sürecine girildiğinde istisnasız tüm partiler “bana en sadık olan”aday olsun diyor.
Yeni sistemin olmazsa olması olan adayların önce parti içinde sonra seçimlerde kendileri seçtirmeleri mutlaka bir an önce devreye girmelidir. Tüm milli partiler şayet gerçek demokrasi istiyorlarsa Türkiye’nin geleceği için bir an önce buna adım atmalıdır.
Adaylar her daim halka hesap vermeli. Tıpkı genel başkanlıklarda olduğu gibi. İşte bu şekilde doğru ismi doğru yerde görmeye başlarız.
İşte o zaman aday adayları göründüğü gibi olan adaylar olur…