Memleket babalarınızdan miras bırakıldı ise sizlere,yada miras yedi gibi ülkeyi sömürüyorsanız pervasızca ne mutlu size!!!
Zaman içinde yıpranan ve teknik raporlar ile çökmez üzere olan fakat mimari ve tarihi değeri olan binaların ve orijinal özelliklerini kaybetmiş yerleşim yerlerinin ve sit alanı bölgelerin korunma amaçlı düzenlenmiş planlara göre kamu veya özel sektör eli ile fiziki yapılan iyileştirmeler diye bilirdik Kentsel Dönüşümü.
Oysa nereden aklımıza gelirdi riski az,rantı çok olan yerlerin dönüşümün olmazsa olmaz yerler olacağını.
Göstermelik birkaç yapının bunun yanında süs olarak yapılacağını.
Nedense risk alan ilan edilen yerler ya otoyollara yakın yerler yada gelişmiş caddelere yakın değerleri yüksek oluşunu da kimse sorgulamadı,1. Derece deprem bölgeleri yada yıkılma riski çok olan yerlerin es geçilmesi kimsenin aklına gelmedi.
Bursa kültürünü hazmedememiş yöneticilerin eseri değilmiydi Doğanbey’de yapılan çevre katliamı?
Bursa’nın kalbinde bu yapılar bu kentte kanser hücresi gibi duruyor,bu abes yapıları kaldırmak bizim görevimizdir,dayanıksız,çirkin yapılar yerine bu kente yaraşır yapılar yapacağız siyaseti ile Bursa’nın görüntüsünü bozarak ucube görünümlü Doğanbey’e onlarca katlık binaları koyarak yeşili betonlaştıran bu zihniyetin amacı neydi?
Kentsel dönüşüm mü,ranta dönüşüm mü?
İmar planları üzerinde tadilat değişikliği yapılarak,kat alanı kat sayısının yükseltilmesi,bina yüksekliklerinin serbest bırakılması,bölgenin mevcut yerleşim karakterini değiştirerek yeni iş merkezlerin açılması kente mi dönüşüm oluyor,yoksa ranta mı yatırım alanı açıyor?
Kenti yeniden yaratmak adına müteahhitler ve inşaat firmalarına rant kapıları açmak çağdaş bir kent için atılan adım mı,yoksa emsal artışı kararı alarak ranta koşar adım kapı aralamak mı?
Bu çirkin,ucube görüntüler Bursa’da yükselirken,yapılan mimari yanlışlıklar ile mimarlık kime hizmet ediyor,
Kente mi,
Ranta mı???
T.Devrim Ercan