Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı,CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında ‘’Başkanlık sistemini kan dökmeden gerçekleştiremezsiniz’’ sözleri nedeniyle soruşturma başlatmış. Başsavcının açtığı soruşturma için ne diyeyim bilemedim,
Nasıl bakayım göremedim!!!
Savcı denildiğinde Mahmut Esat Bozkurt gelir aklıma…
Mahmut Esat hep sonradan gelmez aklıma, direk gelir geldiğinde tam gelir yüreklere. Devrimin asi çocuğudur da ondan hep direk gelir akıllara…
Atatürk’ün huzurunda ‘’Hukuk Reformu’’için fikir fırtınası yapılırken, Bozkurt çok tepki alır ve sıkıştırılır:
‘’Neden sadece savcılara Cumhuriyet Savcısı denilir?
Cumhuriyet Başbakanı,
Cumhuriyet Bakanı,
Cumhuriyet Müsteşarı, Cumhuriyet Valisi,
Cumhuriyet Büyükelçisi olmuyor da,
Neden Cumhuriyet Savcısı?
Savcılara neden bu imtiyaz?
Atatürk, Bozkurt’a ‘’Ne diyorsun?’’diye sorar.
Bozkurt’un cevabı çok net olur:
‘’Çünkü öyle zaman olur ki, Cumhuriyeti korumak için başbakandan, bakandan, müsteşardan, validen, büyükelçiden bile hesap sormak gerekebilir. İşte o hesabı soracak olan Cumhuriyet Savcısı’dır’’der.
Evvel zaman içinde bu ülkenin savcıları Cumhuriyetin, devrimlerin savcısıydı. Döndüler Fetullah’ın savcısı oldular.
Yemedi, uzun adamın savcılığına dikey geçiş yaptılar..!
Hocaları ‘’Refah partisi iktidara gelecek. Lakin bu kanlı mı olacak kansız mı’’dediklerinde ayakta alkışa duranlar ilk durakta hocalarını satma telaşından olacak ki, o günleri unutarak CHP Genel Başkanı sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıklaması ile ortalığı birbirine katma telaşına düştüler, Demokrasinin yılmaz savunucusu kesildiler!
Darbe dediler, Suriye’de yapılmaya çalışılan darbenin finansörü olduklarını unuttular. Kan akıtacak diye yaygara yaptılar, iktidara geldiklerinden bu yana teröre kurban edilen şehitlerin kanlarının üzerlerinden çıkmadığını göremediler, Şehit kanı ile abdest aldılar..!
Sahi 2002 de bu ülke teröre 0 şehir verirken, şimdi güne kaç şehit haberi ile uyanıyoruz, hangi ailenin evine ateş düşüyor?
Kandan darbeden bahsedenler Diyarbakır’da ‘’alt kimlik, üst kimlik’’sözü ile ülkeyi kan gölüne çeviren fitili ateşlerken, pkk nın elebaşı ile yaptıkları pazarlığı ne hikmetse görmezden geldiler.
Pkk lı sanatçının megri megri bestesi ile kendilerinden geçmişlerdi. Habur’da seyyar mahkeme kurulmuş, pkk nın siyasal kolu ile halvet olmuşlardı.
Geçmiş zamanda bu ülkenin Cumhuriyet Savcıları vatana ihanet suçu işleyenlere karşı görevlerini ifşa ederlerken, şimdiki zamanın savcıları her şeyi örtbas etme telaşındalar.
Pkk ile pazarlık masasına oturan, teröristlerin ayağına mahkeme götüren,onları sirk maymunu gibi şehir şehir gezdiren iradeyi görmeyen savcıların, CHP Genel Başkanın açıklaması ile harekete geçmesi ne övünülecek durum değil mi?
Vatanın yurtsever evlatlarını içeri atan kumpasın sahipleri ve onların savcılığına soyunanların ihanetini görmeyip de uzun adamı rahatsız eden konuşmanın ertesi harekete geçen savcılar kimin savcıları?
Düzenin mi?
Cemaatin mi?
Uzun adamın mı..?
Eskiden bu topraklarda Mahmut Esat Bozkurt’lar yaşardı. Şimdi ise Nemrut Mustafa Paşanın torunları yaşıyor…