Gazeteci Özlem Yağmur ve Semra Teke’nin birlikte hazırlayıp sunduğu Bursa’nın siyasi programı Bursa’ya SÖZ ver programının ilk konuğu Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı ve AK Parti Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Alinur Aktaş’tı. Aktaş, T2 hattından duyduğu pişmanlığı, ulaşım ve trafik sorununun 2020 senesinde Bursa’da sorun olmaktan çıkacağı, belediye tasarrufları gibi önemli açıklamaları dürüstlük ile cevapladı.
Bursa şu anda biliyorsunuz üç milyonluk bir şehir. Dolayısıyla diğer bütün metropoller şehirler gibi birçok sorunu içinde barındırıyor. Size göre Bursa’nın en öne alınması gereken sorunu nedir?
Büyükşehir Belediye Başkanlığına geldiğim günden beri herkese sordum, “Sizce Bursa’nın en önemli 3 problemi nedir?” diye. Herkes sanki ağız birliği etmişçesine trafik ve ulaşım cevabını verdi. Kimisi toplu ulaşımın kalitesizliğinden, kimisi yetersizliğinden, kimisi pahalılığından, kimisi araç yoğunluğundan, kimisi cadde ve sokakların darlığından, kimisi otopark yetersizliğinden şikayetçi. Bursa’da en önemli sorunumuz trafik ve ulaşım. Bunun yanında ikinci en büyük sorunumuz imar kirliliği ve şehirciliktir.
Bursa gibi gerçekten dev bir kenti yönetmeye talip olmak gözünüzü korkutmuyor mu?
13 buçuk yıldır toplamda belediye başkanıydım. 250 bin nüfuslu bir şehri yönetiyordum. İhracat rakamları yukarıdan aşağıya sıralandığında Türkiye’nin 17. büyük ihracatçısı, turizmle alakalı gelişime açık çok alanları var ki yaptığımız yatırımlarla rakamlar yükselmeye başlamıştı. Zaten belediyecilikle alakalı ciddi tecrübelerim vardı. Yani dolayısıyla belediyecilik benim için bir yaşam biçimim oldu. Belediyecilik bana göre 3P formülüyle formulize edilir. Para, personel ve proje. Yani bu 3P’yi doğru yönetirseniz ve şehre bunu hissettirirseniz belediyecilikte muvaffak olmamanız için hiçbir gerekçe yok. Kesinlikle gözümü korkutmuyor. Bu anlamda Bursa’ya çok güzel şeyler yapacağımızı ve deyim yerindeyse tarih yazacağımızı özellikle ifade etmek istiyorum.
Büyükşehir Belediyesi olarak atandığınızda Büyükşehir Belediyesi’nin çok ciddi bir borç durumu vardı. İlk atandığınızda tasarruf tedbirleri anlamında pek çok tedbir aldınız. Tasarruf önlemleri devam ediyor mu?
Göreve geldiğim 3 Kasım 2017 tarihinden beri bu tedbirlerin tamamına yakınını hayata geçirdik. Binada tüketilen enerjiden tutun binanın ısısıyla alakalı tüketimlere varıncaya kadar; Makam araçlarından tutun da diğer tüm sarfiyatlara kadar bir çok şeyi sorguluyoruz. Rakamlar o kadar büyük ki, yani Büyükşehir Belediyesi’nde bin hiç yok hep milyon var. Biz eldeki kaynakları en verimli şekilde kullanmalıyız.
Bu noktada bazı projeleri tamamen iptal ettiniz. Bunun geri dönüşümü nasıl oldu?
Tek tereddüt yaşadığım T2 hattıdır. Sıkıntılı bir müteahhide denk geldik. Hattın son 1200 metresini yer altından metro şeklinde girip mevcut hatta entegre etmek durumundayız. 120-130 milyon da biz bunun için para harcıyoruz. Problem değil; bunu tamamlamak zorundayız. Biz bir şey yaparken, özel sektörle rekabetini de, şehre kattığını da katmadığını da hesabını yapmak durumundayız. Örnek olsun diye söylüyorum; Biz bu sene Kültür A.Ş. marifetiyle önemli işler yapmaya başladık. Bu doğrultuda TUBİTAK’tan ihale aldık. Deney düzeneklerini biz yapıyoruz. Biz bunu Bursa sanayinde üretiyoruz. Ama bizim Bilim Teknoloji Merkezi olarak, bizim GUHEM olarak önemli tecrübelerimiz var. Dolayısıyla Kültür A.Ş. olarak girdiğimiz yerden 5.4 milyonluk farklı şehirlerde TUBİTAK’ın düzenleyeceği deney düzeneklerini biz yapıyoruz. Daha bu birincisi. Bunu ihraç etmemiz bile mümkün.
Göreve geldiğinizde ilk iş olarak makam aracı saltanatına son verdiniz. Bu noktada bu tasarruf tedbiriniz devam ediyor mu? Ve bir de evet, Siz Bursa Büyükşehir Belediye Başkanısınız ama aynı zamanda siz AK Parti’nin Büyükşehir Belediye Başkan adayısınız. Propaganda çalışmalarınızda belediyenin başta araç olmak üzere kamunun olanaklarını kullanıyor musunuz?
Resmi süreç 18’inden itibaren başlayacak ama ben özellikle 20 gün önceden bu uygulamayı başlattığım için 10 Ocaktan itibaren makam aracıma binmiyorum. Şunun ayrımını iyi yapmak lazım. Yaptığımız iş belediyeyle alakalı bir iş ya da organizasyon falansa makam aracı ama; kendi özel işimle alakalı, ben kendi özel aracıma biniyorum. Biz 57 tane kiralık aracı geri bıraktık. Birçok arkadaş bana kızmış olabilir fakat takdir edersiniz ki bir kamunun kaynaklarını en rantabl şekilde kullanmak durumundayız.
Bir yandan tasarruf yaparken bir yandan da belediyenin konuklarına bilhassa devlet kademesinden gelen konuklarınıza çok pahalı hediyeler vermekle eleştiriliyorsunuz. Büyükşehir Belediyesinin insanlara altın ibrik verecek kadar parası var mı?
Şirketler dahil 4,5 milyarı yöneten bir kurumdan bahsediyoruz. Tabii ki som altın ibrik de verebiliriz. Yalnız şunu ifade ediyorum. Herkese de ispatlayabilirim. Benim hediye verdiğim her şey BUSMEK orijinlidir. Yani bizim üretimlerimizdir. İpek tablomuz da altın ibrik diye ifade edilen ibrik de veyahut diğer tablolar da tamamen. Altın ibriğin bize Kültür A.Ş.’den fatura ediliş fiyatı 650 + KDV. Bursa’mıza teşrif etmiş Kültür ve Turizm Bakanımıza, Başbakan Yardımcımıza ya da üst düzey bir yetkilimize muhakkak Bursa’mızı sembolize eden bir ipek tabloyu vermek bizi zora sokmaz.
Hem Büyükşehir Belediye Başkanı hem de bir birey olarak Alinur Aktaş’ın parayla arası nasıldır?
Bursa Büyükşehir Belediyesi, BUSKİ ve 10 tane şirket; Bunun içerisinde ekmek fabrikasından tutun BURFAŞ tesislerine, ulaşım şirketinden Tarım A.Ş’ye varan 10 şirket ve toplamda 4,5 milyarlık bir ciro. Takdir edersiniz ki yaptığımız tüm bu çalışmalarımızın ana kaynağı parayla alakalı. Bireysel olarak parayla pek işim olmaz. Ama paranın yönetimi konusunda fena değilim.
Belediyeyi devraldığınız günkü mali portre ile bugünkü arasında nasıl bir mesafe kat ettiniz?
Daha sağlam basıyoruz, daha olumlu gidiyoruz. Ki biz cirodan kur farklı yememize rağmen; 4,29’du Euro ben devraldığımda falan şuan 6,10’larda falan. Yani yaklaşık %45’lik bir artış oldu. Buna rağmen daha sağlam basıyoruz. 1 yıl içerisinde ise normalleşeceğimizi düşünüyorum.
Tower Plaza ile ilgili son durum nedir, yıkılacak mı?
Hukuki süreçler artık bitti. Yıkılacak.
Gönül Belediyeciliği” kapsamında gençlerimizi ve maalesef çocuklarımızı uyuşturucu ve daha birçok kötü alışkanlıktan korumak için Belediye Başkan adayı Alinur Aktaş gelecekte neler yapacak? Projeleriniz var mı?
Dezavantajlı kesimlerle alakalı, mahalle teşkilatlarımızdan, muhtarlardan bize gelen talep ve şikayetleri mümkün olduğu kadar asla es geçmem. Gecenin 2’sinde gelen mesajları telefonları ilk elden ilgili daire başkanı marifetiyle verir ve sonucunu da kendim alırım. Böyle bir tarzım var. Dönemimle alakalı olarak en büyük projelerimden birisi Engelliler Merkezi ve bu işle alakalı bir şube müdürlüğümüz var. Engelin o kadar çok çeşidi var ki, bu çocuklarımızın kazandırılması bunlarla alakalı iş imkanlarının oluşturulmasıyla ilgili çeşitli çalışmalarımız var. Bunun yanında özellikle engelli aileleri de anlamak gerekiyor. Bununla alakalı ilçe başkanlığım süresince ürettiğim proje “Engelliler Gündüz Bakım Evi”. Bu anne her gün o çocukla beraber. Bu çocuğu benimle güvenle bırakabileceği güvenli ortamı sağlamam gerek. Aynı zamanda kadınlarımızı ve gençlerimizi Belediye Meclislerimizde daha fazla istihdam etmemiz gerekiyor. Madde bağımlılığına gelecek olursak pek çok gençlik merkezi açtık ve açmaya devam ediyoruz. Şuan onların 24 saat açık güvenli ders çalışabileceği etüd merkezini onlara kazandıracağız. Gençleri belli noktalara kanalize etmemiz gerekiyor.
S: Bursa’da yaşayan tüm vatandaşların Bursa’ya birlikte sahip çıkılması anlamında bir ortak akıl kelimesi dolaşıyor gidiyor. Siz bunu kullanıyor musunuz? Ve gerçekten hayata geçiriyor musunuz?
Bursa’da 3 milyon insan yaşıyor. Bursalı ne düşünüyor? Bursalı ne bekliyor? Kültürel, sanatsal, sportif faaliyet tamam ama Bursalının bununla alakalı bakış açısı gerçekten bu mu? Belki de biz ortak akıla hizmet edecek en güzel çalışmayı yaptık. Bursa’nın farklı bölgelerinde ikamet eden esnaf, sanayici, belediye yöneticisi, sivil toplum yöneticisi sorduk. 10 bin 324 kişiyle ve bir şehir tasavvuru oluşturduk. Bu tamamen Bursalıların söylediği. Kesinlikle insanlar huzurdan ve güvenden bahsediyor. İstihdam da var ama birinci sırada değil! Ulaşımdan bahsediyor insanlar. İnsanların öncelikleri çok farklı. Biz zaten onu 4 konu başlığında topladık. 1 trafik ve ulaşım, 2 şehir gelenekleri ve kentlilik bilinci, 3 ekonomi. Ve son olarak da şehir ve iletişim konularından hareketle çok önemli bir şehir tasarrufu belirledik. Buna dair yakın zaman da açıklayacağımız ulaşım master planı yaptık. Bunu açıkladığımızda Bursa’yı cidden heyecanlandıracağını düşünüyorum.
Bilim Bursa’nın ulaşım problemi ile ilgili çözülebileceğinden bahsediyor mu?
Bursa’nın en büyük problemi olarak 1 trafik ve ulaşım; 2 imar ve kentlilik. Bunlar birbirinden bağımsız şeyler değil. 3-4 katlı binaları yıkacağız, 10-12 katlı binalar yapacağız. Yoğunluklarını arttıracağız. Yeşil alanları kafeteryalara vereceğiz. Farklı istihdam alanları oluşturacağız ve ondan sonra diyeceğiz ki “Bu şehirde trafik problemi olmasın”. Mümkün değil. İddialı bir nokta koydum. 2020 yılında Bursa’da trafik öncelikli konu olmaktan çıkacak!
Ve şimdi sizden şunu isteyeceğiz. Bursa’ya bir söz verin ama öyle bir söz verin ki bu sözü tutmaktan vazgeçmek mümkün olmasın.
Kesinlikle var! Bu makamların bir emanet olduklarını düşünüyorum. Emanet olarak gördüğümüz Bursa’ya liyakatle hizmet etmekle beraber en güzel şekilde sahip çıkacağız. Kirlenmeyeceğiz, kirletmeyeceğiz ve kirletenlere de asla müsaade etmeyeceğiz. Ama gerçekten Bursa’nın tarihine altın harflerle adımı yazmak gibi bir projem var hayalim var. 2 yıl içerisinde trafik önemli bir konu olmaktan çıkacak. Bursa’nın ulaşılabilir, yaşanılabilir bir şehir olması için tüm gayretimizi ortaya koyacağız. Biz emanetin bir kez daha bizde devam etmesi doğrultusunda bir yetki istiyoruz. Kazanan şehrimiz olsun inşallah.
