İletişim, anne ve babanın; çocuklarına aktardığı doğru bir olgudur. Duygu, düşünce, bilgi, haber alışverişi, akla gelebilecek her türlü biçim ve yolla kişiden kişiye aktarılmasıdır.
İletişim dediğimiz olay sadece iki dudağımız arasından dökülen kelimeler de değildir.
İki insan arasındaki iletişim olumlu ve olumsuz yönlerde olabilir.
Olumsuz iletişim insanlar arasında anlaşmazlık ve çatışmalara neden olabilirken, olumlu iletişim insan ilişkilerinin iyi yönde gelişmesini sağlar.
Medyanın yaklaşık yüzde 80’i iktidarın kontrolü altındadır.
Belediye seçimleri öncesi; iletişimsizlikle başlayan, karalama ve çatışma ortamına dönüşenbir dönemden geçiyoruz.
Politik yalanlarla:
-İşsizliği, yok saymak,
– Miting meydanlarında, televizyon da; ‘din ve terör üzerine’ milletin
çoğunu itham etmek ve doğruymuş gibi söylemek,
– Ülkede yaşanan krizi yokmuş gibi göstermek,
– Çiftçinin borca battığı, icra takibinin çok hızla arttığı bu dönemde,
– Her şey düzeliyor algısı yaratmak,
– Kendi yalanına,kendilerinin inanmasını sağlamak,
SİZCE NEDİR?
***
Sosyal medyanın, Yüzde 80 yayın organının pervasızca,araştırma ve soruşturma yapmadan, alabildiklerince saldırı ve boş yayın ve yalanlarla halkımızı çok ama çok dejenere etmekte olduğunu görüyoruz..
İzlenen yolun demokratik olup olmadığı, ahlaka uygun olup olmadığı umurunda değil. Çıkarcılık ve iktidarı koruma hırsı; demokrasiyi de, ahlakı da devre dışı bırakmış durumda.
İktidarın propaganda mekanizmasına dönüşmüş olan medya kurumları, bazı okullar, din görevlileri, halkı aydınlatmak ve bilgilendirmek görevlerini ve sorumluluklarını bir kenara bırakıp, iktidara hizmet etmektedirler.
Peki, bu durum nereye kadar böyle devam edecek, ne zaman bu gidişata dur diyeceğiz?..
Araştırmıyoruz!
Okumuyoruz!..
Aynı şeyleri düşünüyor, aynı şeyleri konuşuyor ve aynı şeyleri istiyoruz ama birbirimize tahammülüz yok.
Öylesine kamplara ayrıldık ki ortak noktalarımızı unuttuk, en fazla önem verdiğimiz değerlerimizi bile sıradanlaştırdık.
Yalnızlaştık ve daha da ürkütücü olan, tahammül ve tolerans sınırlarımızı yok ettik.
İşte bu yüzden ekonominin, siyasetin, fen, matematik ve teknolojinin yanında sosyolojiye de hak ettiği önemi vermenin zamanı geldi de geçiyor.
İletişim’sizlikle, devam bu süreçte; insani değerlerin yok olduğu bir dünya, ne kadar gelişirse gelişsin, mutluluk değil, huzursuzluk getirir..