Yarım asırlık, Bekir Sıtkı Erdoğan’ın ‘Hancı’ adlı şiiri.
Gurbetten gelmişim, yorgunum hancı.
Şuraya bir yatak ser yavaş yavaş,
Sana her şeyimi anlatacağım,
Otur baş ucuma, sor yavaş yavaş..
…………………………….
Dizeleri devam eden şiirde bir Çukurova özlemi vardır. Bu özlem; güzel, yaşanabilir, mutlu ve müreffeh memleket özlemine dönüştü.
Neden mi?
Şöyle etrafınıza bakın!..
Çeyrek asır-25 yıldır bazı belediyeler de görev yapanlar,metal yorgunu değiller mi?
Bu seçimde bir konuyu daha merak ediyorum:
-Seçmen, iktidarın bağırıp-çağırmasına, sürekli tehditler savurmasına nasıl tepki verecek?
-Kendine oy vermeyeni aşağılamasını nasıl değerlendirecek?
–Kibir kazanacak mı?
-Hoyratlık kazanacak mı?
-Halkımızı birbirine düşüren kırıcı-gücendirici üslup kazanacak mı?
-Bu çok kaba yaklaşımı seçmen, artık prim yapmadığını iktidara gösterecek mi?.
-Batı’da kişiler sadece iki dönem için seçilmiyor mu?
-Yorgun olanlar, son noktayı koyacak mı?
-Seçmen, bunların farkında değil mi?
Bence bu seçim; sessiz çoğunluk iktidarı şaşırtacaktır.
Yenilgi ise; öğretmendir -öğrenmektir.
***
Seçim ise, bir karar vermek içindir.
Sadece kentlere belediye başkanı ve yönetim kadrosu seçilecek..
Kentin en iyi yetişmiş bireyleri “Şehri ben ve kadrom yönetmek istiyoruz, bizi seçin” diyecekler..
Projelerini, kadrolarını, yönetim ahlaklarını anlatacaklar ve kent halkı da bakacak ve kendine göre ACABA:
Doğruları mı söylüyor?
Dürüst mü?
Demokrat mı?
Programı gerçekçi mi?
Etkin bir kadrosu var mı?
Dürüst kalabilme yöntemleri nedir?
Doğruluktan sapmama garantisi nedir?
***
Kentin gerçek sahibi vatandaşlar bu ve buna benzer kriterleri arayacak, oyunu götürüp buna göre verecektir.
Yorgun olmayan, dinamik, bu işi daha güzel ve başarılı olacak adaylarla, adil bir seçim sonucunu beklemekten başka düşüncemiz olamaz.