Ülkemiz, giderek derinleşen bir kriz yaşıyor.
Şuan,işsizlik tavan yapmış ve söndürülemeyen mutfaklardaki büyük yangına sebep OLMUŞTUR.
Yüzde 95 taraflı MEDYA, halkına İHANET etmiş görünüyor. Taraftar medya yanlış bilgi vermekle, halkın alım gücünü hiçe saymış, vatandaşın derdini GERÇEKÇİ bir dille yazmayıp, görmezden gelmiştir.Bu medya, seçim öncesinde de seçim sonrasında da, bütün sansürlere ve propagandalara karşın, iktidarın zayıfladığı gerçeğini gizleyememiş, kamuoyunu etkileyememiş, tam tersine kamuoyu üzerindeki etkisini tümüyle yitirmiştir.
Bence bu seçim, partilerine oy veren bir çok seçmenin aslında MUTLU olmadığını, uygun alternatifler gösterilmesi halinde rahatlıkla tercih değiştirebileceğini göstermektedir.
26. Dönem, AKP milletvekili sayın Selçuk Özdağ, “Demokrasimizin geleceği de siyasetin çeşitlenmesine, farklı düşünceleri baskılayan anlayışlardan kurtulmamıza bağlıdır. Sadece partiler değil, gazeteler, televizyonlar da çeşitlenmelidir. Halkını aldatan bir medya, halkına ihanet etmiş olur. Vatandaşın farklı kaynaklardan haber alma hakkının kısıtlanması demokrasiden ve hukuk devletinden vazgeçmek demektir.Önlenemeyen krizler çoğunlukla siyasi krize dönüşür. Sefaletin ezdiği bir halkın öfkesi karşısında hiç kimse duramaz. Onun için her yükü vatandaşa yüklemek çıkar yol değildir. Bu yükün toplum tarafından çekilebilir olması yönetenlerin de aynı yükü paylaşmalarına bağlıdır. İktidarlar bilerek, isteyerek yanlış yapmazlar. Ancak frenlenemeyen hırslar, ideolojik ayrımcılık, mal mülk sevgisi isteyerek yapılan yanlışlardan daha kötü sonuçlar doğurabilir.”dedi.
Maalesef, kendisi için siyaset yapanların ülkeye bıraktıkları en kötü hediye budur.
Partiler demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıdır. Hepsi de aynı yasalara bağlı olarak kurulmuşlardır. Hepsinin amacı daha yaşanabilir, daha istikrarlı bir Türkiye’dir.Milleti, illet/zillet diye sınıflandırmak, mensuplarını suçlamak uzun vadede milli bütünlüğümüzü tahrip etmekten başka ne işe yaradı?..
Seçim bitti.
Hâlâ seçim seçim nidalar devam ediyor.
Dolar olmuş 5 .80. Ekonomik paketlerde bir işe yaramıyor.
Bakın Ankara’da Mansur Başkan: “5,5 milyon Ankara’lının sorumluluğunu, bu ağır borcu birlikte taşıyacaklarını, hizmet yolunda hiçbir arkadaşımıza karşı bir önyargım olmadığı, oy verenle vermeyene götürülecek hizmet farklı olmayacak ve HERKESİN BAŞKANIYDI DİYE ANILABİLMEK” istediğini ilk toplantısında vurguladı.
Çok geç olmadan Türkiye bu seçim atmosferinden kurtulmalı..
Türkiye’nin gerçek gündemi olan ekonomik çözümlere odaklanmalıdır.
Tüm muhalefet parti mensuplar; gerilimden, kavgadan değil; vicdanların sesini duymalıdır.
Bu ülkede eğer siyasete bir saygınlık kazandırılacaksa siyasetçiler en yüksek makamları bile tereddütsüz bırakacak insanlar arasında seçilmelidir.