Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, İdlib’de ateşkes ve istikrarın sağlanması için büyük bir mücadele verdiklerini belirterek, “Genelkurmay Başkanımız, Rusya Genelkurmay Başkanı ile görüştü. Karşılıklı olarak sorumluluklarımızın ne olduğunu, istikrarın ve ateşkesin sağlanması için ne yapmamız gerektiğini bir kez daha görüştüler, konuştular. Dolayısıyla biz oradaki sorumluluklarımız neyse onu yapıyoruz” dedi.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, beraberinde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ümit Dündar, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Adnan Özbal ve Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Küçükakyüz ile birliklerde inceleme ve denetlemelerde bulunmak üzere Kayseri’ye geldi.
Vali Şehmus Günaydın, Hava Kuvvetleri Lojistik Komutanı Korgeneral Yılmaz Özkaya, Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç ve diğer yetkililer tarafından karşılanan Bakan Akar ve komutanlar, Hava Kuvvetleri Komutanlığının l108. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla düzenlenen etkinliğe katılmak üzere 12. Hava Ulaştırma Ana Üs Komutanlığına geçti.
Tören mangasını selamlayan Bakan Akar daha sonra A400 M uçağı hangarındaki tören alanına geldi. Törende konuşan Akar, sözlerine Hava Kuvvetleri Komutanlığının fedakar ve kahraman personeli ile bir araya gelmekten duyduğu memnuniyeti ifade ederek başladı.
“Bu gerçekten büyük bir kahramanlık, fedakarlıktır”
Türk Hava Kuvvetlerinin başta NATO olmak üzere uluslararası camiada son derece seçkin, saygın bir yere sahip olduğunu belirten Akar, yaşananların bunu teyit ettiğini vurguladı. Hava Kuvvetleri Komutanlığının ülkeye tehdit teşkil eden tüm hedeflere karşı kazandığı başarıların önemine değinen Bakan Akar, FETÖ üyesi hainlerin temizlenmesiyle TSK’nın görevlerini daha başarıyla yerine getirdiğini söyledi. Türk Silahlı Kuvvetlerinin gerek yurt içinde gerek sınır ötesinde terörle mücadelenin artan bir tempo ile devam ettiğini vurgulayan Bakan Akar, “Bu yoğun bir mesaidir. Bu gerçekten büyük bir kahramanlık, fedakarlıktır” diye konuştu.
Türkiye’nin çevresindeki sıkıntı, tehlikelere dikkati çeken Akar, “TSK bir taraftan 780 bin kilometrekarelik vatan topraklarını, diğer taraftan 462 bin kilometrekarelik mavi vatanı ve bunların semalarını korumak ve kollamak için gece-gündüz demeden, 82 milyon milletimizin rahatı ve huzuru için elinden geleni yaptı, yapmaya devam edecektir” dedi.
Yapılan operasyonlarla şehitlerin ve gazilerin kanlarının yerde bırakılmadığı, yakınlarının gözyaşlarının hesabının sorulduğunu belirten Akar, “Biz başta Irak ve Suriye olmak üzere tüm komşularımızın toprak bütünlüğüne, egemenlik haklarına saygılıyız. Burada yaptığımız şey ülkemize ve asil milletimize karşı risk, tehdit ve tehlike teşkil eden teröristlere karşı mücadeledir. Bizim amacımız budur. Ülkemizi ve milletimizi bu terör belasından kurtarmaktır. İnşallah hep birlikte omuz omuza çalışmak suretiyle ülkemizi, milletimizi terör belasından kurtaracağız. Bizim hedefimiz sadece ve sadece teröristlerdir. Açıklamalarımızı çarpıtarak başka yerlere çekmeye çalışanlar tamamen art niyetlidir. Biz Kürt kardeşlerimizle yüzyıllar boyunca aynı coğrafyayı, ekmeği paylaştık, paylaşıyoruz. Et ve tırnak gibiyiz ” ifadelerini kullandı.
Fırat’ın doğusundaki terör hedeflerine dikkati çeken Akar, “Bu görevlerin yapılması için TSK hazırlıklarını yaptı, yeri ve zamanı geldiğinde bunun da gereği yapılacaktır. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Çünkü biz ölürsek şehit kalırsak gazi anlayışı içinde ülkemizin ve milletimizin hakkını, hukukunu korumak için çalışıyoruz, kararlıyız” dedi.
“Ruslarla temasımız, görüşmelerimizi sürüyor”
Soçi’deki mutabakatla İdlib’de insani krizin önlenmesi için önemli bir adım atıldığını anımsatan Bakan Akar, şunları kaydetti:
“Ateşkesin sağlanması, istikrarın sağlanması için büyük bir mücadele veriyoruz. Ruslarla temasımız, görüşmelerimizi sürüyor. Buraya gelmeden önce Genelkurmay Başkanımız, Rusya Genelkurmay Başkanı ile görüştü. Karşılıklı olarak sorumluluklarımızın ne olduğunu, istikrarın ve ateşkesin sağlanması için ne yapmamız gerektiğini bir kez daha görüştüler, konuştular. Dolayısıyla biz oradaki sorumluluklarımız neyse onu yapıyoruz. Yeni bir insani trajedi yaşanmaması için 3,5-4 milyon insanın daha fazla ezaya, cefaya, katliama maruz kalmaması için Türkiye Cumhuriyeti olarak elimizden gelen her şeyi yaptık, yapmaya devam edeceğiz. Böylece yeni bir göç dalgasının, Türkiye’ye, Türkiye’den Avrupa’ya hatta Amerika’ya kadar uzanacak bir trajedinin de önlenmesi için gayret gösteriyoruz.”
Türk Hava Kuvvetlerinin tarihine ilişkin kısa filmin de sunulduğu törende konuşan Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Küçükakyüz, 1911’de kurulan ve 1944’te müstakil bir hava gücüne dönüşen Türk Hava Kuvvetlerinin 108 yıllık süreçteki gelişimiyle dünyanın saygın hava kuvvetleri arasındaki yerini aldığını belirtti. Türk Silahlı Kuvvetlerinin ayrılmaz bir parçası olarak nitelendirdiği Hava Kuvvetleri Komutanlığının Ege, Akdeniz ve Karadeniz’de Türkiye’nin milli menfaatlerini korumaya devam ederken teröristle mücadele harekatlarında da önemli görevleri yerine getirmeye devam ettiğini ifade eden Orgeneral Küçükakyüz, barış destekleme harekatları ve insani yardım görevleriyle de Türk milletinin dostluk elini dünyanın dört bir yanına ulaştırdıklarını söyledi.
“Türk Hava Kuvvetleri bugün vazifeye adanmış her an harbe hazır anında harekete geçebilecek bir kuvvettir” diyen Küçükakyüz, şöyle konuştu:
“15 Temmuz’da aramızda yuvalanmış bir kısım terörist hain sahip olduğumuz yüce değerlere ihanet etmiş ve bizi derinden yaralamış olmasına rağmen günümüzün birlik ve beraberlik günü olduğunu, onurlu askerlik ve havacılık kimliğine her zamankinden daha fazla sahip çıkmak, ona daha fazla güç katmak sorumluluğunda olduğumuzu asla unutmadık, unutmayacağız. Bu zor günlerin üstesinden gelmek ve sahip olduğumuz yüksek standartları koruyabilmek için her zamankinden daha fazla sabırla ve özverili bir gayretle çalıştık, çalışmaya devam edeceğiz. İcra ettiğimiz son harekatlar göstermiştir ki sahip olduğumuz modern sistemler ve profesyonel insan gücü ile hava gücümüz etkin, caydırıcı ve saygın bir güç halindedir.
Yakın bir gelecekte harekat bağımsızlığımız garanti altına alacak milli silah sistemlerinin çoğaltılması önemli psikolojik, ekonomik ve politik avantajlar sağlayacak, olası bir harekatın icrasında ve kazanılmasında anahtar unsur olacaktır. Bu nedenle bölgesinin en güçlü hava ve uzay gücü olmak için uydumuzu, insanlı ve insansız muharip uçak sistemlerimizi, hava savunma sistemimizi, akıllı mühimmatımızı ve askeri yazılımlarımızı çoğunlukla milli olarak geliştirmek ve kullanmak amacındayız. Bu noktadan hareketle milli muharip uçağımızın milletimizin emrinde uçurulacağı günlerin yakın olduğunu buradan ifade etmek isterim.”
İHA