Terör örgütü PKK’nın Suriye’deki uzantısı PYD’den ayrılarak, güvenlik güçlerine teslim olan bir örgüt üyesinin ifadesi, FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişiminin başarılı olması durumunda PKK’nın ardından PYD’nin de Türkiye’ye saldırma planlarını ortaya çıkardı.
Suriye’nin Haseki kentine bağlı Rasulayn ilçesinden kaçarak Şanlıurfa’nın Ceylanpınar ilçesine gelen PYD/YPG’nin kontrolündeki bir taburda takım komutanı olduğunu iddia eden İ.B. (21) yanında getirdiği kamera ve flaş belleklerle jandarmaya teslim oldu.
Örgüte katıldığı için pişman olduğunu, Türkiye’ye karşı herhangi bir silahlı saldırıya katılmadığını ve etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istediğini belirten İ.B, örgütün finansal durumu, silah envanteri, uluslararası bağlantılarına dair ayrıntıları paylaştı.
Ailesiyle bahçe işlerince çalışırken babasını bir yangında kaybettiğini ve bir süre boşluğa düştüğünü anlatan örgüt üyesi İ.B, 2014’te Suriye’nin Aynelarap (Kobani) bölgesinde yaşananları televizyonlardan izlediğini ve yaşananları yerinde görmek için Şanlıurfa’nın Suruç ilçesine gitmeye karar verdiğini söyledi.
İfadesinde, BDP Şanlıurfa İl Başkanlığınca bölgede kurulan çadırda 4 gün kaldığını ve burada tanıştığı kişilerin DAEŞ mensuplarına karşı nöbet tutulduğunu ve söz konusu örgütün Kürtlere zulüm yaptığını, bunlara karşı halkın desteklenmesi gerektiği görüşünün dillendirildiğine değinen İ.B, anlatılanlardan etkilendiğini ve örgüte katılmaya karar verdiğini anlattı.
Aynı dönemde örgüt üyelerinin yardımıyla Mardin’den Suriye’nin Kamışlı kasabasına geçtiği ve YPG saflarına katıldığı bilgisini veren İ.B, 2 aylık askeri ve siyasi eğitimin ardından Haseki ve Resulayn hattındaki birliklerde DAEŞ’e karşı savaştığını kaydetti.
Örgüt bünyesinde faaliyet gösterirken tanık olduğu olayları da anlatan İ.B, bu yıl mart ayında Rakka çevresinde PKK/PYD’nin kontrolünde bulunan bölgeye yaklaşık bin kişilik güçle dağınık halde saldıran DAEŞ mensuplarının Fransız savaş uçaklarının desteğiyle püskürtüldüğünü, kendisinin de bu olayın ardından gösterdiği çaba nedeniyle takım komutanı yapıldığını aktardı.
Darbeye göre plan
Örgütün, Türkiye’deki darbe girişimi ve uluslararası bağlantılarına da değinen İ.B, ifadesinde bu konuyla ilgili şu bilgileri verdi:
“Örgüt, Türkiye’de yaşanan darbe girişimini fırsat bilerek Fırat Nehri’nin batısına geçmek için hazırlıklara başladı. Münbiç hamlesinden sonra amaç Rakka ve Cerablus’u da kapsayacak şekilde Akdeniz’e kadar ele geçirip bir koridor oluşturmak fikrini sürekli gündeme getiriyorlardı. PKK/KCK terör örgütünün Türkiye’de gerçekleştirmeyi planladığı faaliyetlerde büyük başarı elde edilecek olursa PYD’nin bu başarıya destek amacıyla Türkiye’ye müdahale edebileceği konuşuluyordu.”
“Ele geçirilen petrol rafinerilerinden ABD şirketlerine petrol satışı”
PYD’le Batı’lı ülkelerin yardımda bulunduğunu ifade eden İ.B, “Rojava bölgesinin ana cephanelik deposu Suriye/Derik/Karaçok bölgesinde bulunmaktadır. Son olarak bu ana cephane deposuna PKK/PYD terör örgütü tarafından Şedadi ve Hol hamlelerinde ABD, İngiltere, Fransa, Kanada, Almanya ve İtalya gibi ülkelerden uçaklarla 50 bin ton silah ve mühimmat sevkiyatı yapıldığını biliyorum. Bu ana cephanelikte muhafaza edilen silah ve mühimmatlarda yoğunlukla Münbiç bölgesinde hamle olması nedeniyle oraya kaydırılıyordu.” şeklinde konuştu.
“Örgüt koalisyon güçleri tarafından mali, lojistik, silah ve mühimmat konularında destekleniyordu” diyen İ.B, sınır bölgesinde faaliyet gösteren kaçakçılardan elde edilen gelirler ve vergilendirme adı altında toplanan paranın en önemli finansal gelir kaynağını oluşturduğunu vurguladı.
İ.B, ifadesinde, “Daha önce Esad rejimi ve IŞİD terör örgütü kontrolünde bulunan petrol rafinerilerinin ele geçirilmesiyle ABD şirketlerine petrol satışı yapıldığı, elde edilen gelirlerin büyük çoğunluğunun İsviçre bankalarına aktarıldığı, üst düzey yöneticiler arasında mevcut olan para ilgili bankalardan çekilirse İsviçre bankalarının iflas edeceğinden bahsedilmekteydi. Sözde Rojava bölgesinin uluslarası alanda resmi bir statü kazanması halinde kontrollerinde bulunan petrol kuyularından diğer ülkelere de yüklü miktarda satış yapılacağından bahsediyorlardı. İran, Irak ve Türkiye’deki büyük şirketlerden tehdit ve şantaj yoluyla vergilendirme adı altında yüksek meblağlarda nakit para alındığını duydum.” dedi.
Terör örgütü PKK’nın üst düzey sorumlularından Fehman Hüseyin’in Suriye’de ölüp ölmediği konusunda da bilgi veren İ.B, “Basında Fehman Hüseyin’in öldüğü haberleri yayılınca Rojava bölgesinde bulunan üst düzey terör örgütü yöneticileri tarafından haber yalanlandı. Örgüt mensupları arasında konuşulması ve yorum yapılmaması konusunda talimat verildi. Ama örgüt mensupları arasında Fehman Hüseyin’in öldüğü, sağ olduğu takdirde mutlaka basına çıkıp bilgi vereceği kanısı hakimdi. Bu nedenle ölmüş olabileceği kanaatindeyim.”
PKK’lı sayısı PYD’lilerden fazla
İ.B’nin terör örgütlerinin Suriye’deki silahlı güçlerine ilişkin verdiği bilgiler, PKK’lı sayısının PYD’lilerden daha fazla olduğunu ve örgütlerin birlikte hareket ettiğini ortaya çıkardı.
Kobani’de terör örgütü saflarında bulunan silahlı grup sayısının PKK/KCK’da15-20 bin, YPG’de 10 bin, YPJ’de 2 bin, hareketli taburda 500 olmak üzere toplam 30-35 bin arasında olduğunu dile getiren İ.B, şunları kaydetti:
“Suriye’nin sözde Rojava bölgesinde ise PKK/PYD’ye farklı grup ve isimlerde çok sayıda silahlı grup Suriye Demokratik Gücü adı altında faaliyet gösteriyor. Bu grubun siyasi kanadı Suriye Demokratik Meclisi’dir. Bunun bünyesinde ise Süryanilerden oluşan bin 500-2 bin kişilik Aşuri Grubu’dur. Türkmen grubu, Türk solu, Birleşik Arap Birliği, Özgür Suriye Ordusu, Münbiç Askeri Meclisi ve Amerikan Taburu üyesi yabancı uyruklu 6 savaşçı Serakani Telabyat bölgesinde ağır silah taburunda konuşlu bulunmaktadır.
Suriye Demokratik Gücü adı altında toplanan grupların envanterinde tank, hummer zırhlı araç, BNB paletli araç, panzer, araç üzerine monteli roketatar, katyuşa füzesi, ısı güdümlü füze, havan, doçka gibi ağır silahlar mevcuttur. PKK/PYD hamle yapacağı alanlara bu grupları kanalize ederek araç, personel, silah ve mühimmatlarından istifade etmektedir.”
İ.B, terör örgütüne PKK/PYD’ye istem dışı katıldığını ve sivilde anlattıkları bir yapılarının bulunmadığını vurgulayarak, kime ve neye hizmet ettiklerini anlayamadığını, yanlış yaptığını anlayınca her fırsatta kaçmayı planladığını kaydetti.