Zeytin, üzüm ve keçiboynuzu Girit Adası’nın vazgeçilmez tarım ürünleriydi.Zeytinyağı giritlilerin her şeyiydi. Yemeklerinde, salatalarında hep zeytinyağı kullanılırdı. Kelle peynirlerini zeytinyağı dolu kaplarda saklarlardı. Kulakları ağrısa zeytinyağı damlatılırdı. Kabız olsalar zeytinyağı içerlerdi. Üşütmüşlerse eğer, vücutlarını zeytinyağı ile ovarlardı. Bir hastalıktan söz edilirse tedavi reçetesi içinde zeytinyağı ile ovarlardı. Bir hastalıktan söz edilirse tedavi reçetesi içinde zeytinyağı mutlaka karşılarına çıkardı.Üzümü de yaş ya da kuru hiç ayırt etmeksizin yerlerdi. Şarap ve rakıyı kendi yetiştirdikleri üzümden yaparlardı.
Keçiboynuzu ağaçları adanın hemen her tarafını kaplamıştı.
Onüçüncü yüz yılda Venedik döneminde Kandiye olarak isimlendirilen,Herakleion olarakta bilinen İRAKLİO,Girit Adası’nın en büyük kenti ve limanıydı. Adanın kuzey kıyısında, eski Minos uygarlığının başkenti olan KONOSSOS’un kuzeydoğusunda yer alıyordu.
1699 yılında Osmanlı Yönetimine geçen 1897’ye dek bir Osmanlı Kenti olan İraklio’ya bu yıllarda Megalokastro adı verılmiştir. 1897 yılında başlayan Vassosyönetimindeki isyanın ardından Osmanlılar Girit’ten çekilince,10 Agustos 1913 tarihinde Bükreş Anlaşması ile Yunanistan’a bağlanmıştır.
GİRİT’TE BİR MEYHANE
Mavinin yeşile çaldığı bir noktada,
Arkamızda çamlar,üç yanımız deniz,
İnce uzun bir burunun ucunda
Girit’te ufak bir meyhanedeyiz.
HÜSEYİN TÜRKER