Hikayeleri severim. Bazen onlarca sayfa ile anlatmak istediğini, tek sayfalık bir hikaye de özetlersin.
Geçmiş zamanlarda bilge kişiler hikâyelerle örnek olurlarmış gençlere.
Kitleleri etkilemenin etkili bir yoludur, hikâyelerden örnekler sunmak.
Ben de, dertleri artırmanın psikolojisine örnek güzel bir hikâye ile yazımı süslemek istedim.
***
Hoca elinde içi dolu bir bardak tutarak dersine başlar.
Ve “Bu bardağın ağırlığı sizce ne kadardır?” diye sorar öğrencilerine.
´50gm!´ …. ´100gm!´ …..´125gm´ ..diye öğrenciler yanıtlar.
“Bardağı tartmadıkça gerçekten ben de bilemem,” der hoca.
“ama, benim sorum şu ki : “Bu bardağı böyle birkaç dakikalığına tutsaydım ne olurdu?”
´Hiçbir şey´ …..diye yanıtlar öğrenciler.
“Tamam peki 1 saat boyunca tutsaydım ne olurdu?” diye sorar hoca bu kez…
“Kolunuz ağrımaya başlardı efendim” diye öğrencilerden biri yanıtlar.
“Haklısın, peki şimdi ben 1 gün boyunca tutsam ne olur?”
“Kolunuz iyice ağrır, kas spazmı, batar vs gibi sorunlar yaşardınız ve hastaneye gitmek zorunda kalırdınız!”….. tüm öğrenciler çeşitli yorumlar yaparlar.
“Çok iyi. Peki tüm bu sorunlar olurken, bardağın ağırlığında bir değişme olur muydu?”
diye konuşmaya devam eden hocaya öğrenciler; “Hayır….” diye cevap verirler.
Peki o zaman kolun ağrımasına ve kas spazmına neden olan neydi?”
Öğrenciler bulmaca çözermişçesine düşünmeye başlar.
“Acıdan ve ağrıdan kurtulmak için ne yapmam gerekir bu durumda?”diye tekrar profesör sorar.
“Bardağı bırakın düşsün!” diye öğrencilerden biri öneri verir.
“Kesinlikle!” der, profesör.
“Hayatın problemleri de böyle bir şeydir. Onları kafanda birkaç dakika tutarsın. Bir sorun yokmuş gibi görünür. Uzun bir süre düşünürsün. Başınız ağrımaya başlar.
Daha uzun düşünün. Artık seni bitirmeye ve hiçbir şey yapamamana neden olur.
*****
Yaşanan deneyim her nasıl olursa olsun bugünden yarına kalıyorsa, hücreleri tıkar. Göle atılan taş misali yosun tutar. Oysaki aynı taş nehirde olsa, sadece yıkanır.
Bu günün deneyimi sadece bir ders olsun, aksın gitsin hayat ırmağında…
Her günün sonunda, uyumadan önce yere bırakmaktır dertleri bardak gibi…
Bu şekilde strese girmez ve her gün taze bir beyin ile uyanırsınız.
İşte o zaman hayatın her anında güç bulur, yola devam edersiniz.
Geçmiş zaten geçmiştir. Gelecek nasıl olsa gelecektir. İyi veya kötü her ne olursa olsun gerçek olan sadece ‘AN’ dır. Nefes aldığımız ‘an’ dışındaki zamanlar, sadece birer film kaydıdır ve sadece düşüncede anlam bulur.